Merhaba sevgili okur!
Bugünkü yazımın konusu daha önceden ilk cildini incelemiş olduğum Annihilation olacak. İlk cildin incelemesini buradan bulabilirsiniz, bu yazıyı ilk cildi okumadan okumanızı kesinlikle tavsiye etmem. Önceki ciltte genel olarak odak karakterlerimiz Nova, Drax ve Quasar'dı. Karakterlerimiz Annihilation Dalgasına karşı ellerinden geleni yapmıştı ancak sonunda Quasar ölmüş ve kuantum bileklikleri düşmanın eline geçmişti. Nova bütün gücü ile Annihilus'a karşı savaşmış ancak geri çekilmek zorunda kalmıştı.
İkinci cilt ise Nova ve Drax'ın aksine başka karakterleri odağına taşıyan bir hikaye. Silver Surfer, Super Skrull ve Ronan bu ciltteki ana karakterlerimiz olacaklar. Daha önceden Xandar'ın yok olduğunu biliyoruz ve Annihilation Dalgasının Skrull dünyalarına doğru ilerlediğini de, bakalım kalan gezegenleri koruyabilecekler mi yoksa Annihilus evrenimizi kendine yemek mi yapacak?
Buradan Sonrası Spoiler ve Kişisel Görüş İçermektedir!
İlk ciltte yaşananlardan sonra bu ciltte hikayemizin perspektifi uzayın başka bir ücra bölgesine dönüyor, Skrull İmparatorluğu. Ancak bundan önce Silver Surfer'ın Xandar'ın kalıntıları arasında görüyoruz. Kendisi gezegenlerin yok olmasına aşina bir karakter, uzun yıllar boyunca Galactus'a hizmet etti. Ancak kendisinin de farkına vardığı üzere yok edilen bu gezegenler ve yiten hayatlar hepsi sadece zevk ve ego uğruna verilmiş kurbanlar. Hayat ve ölüm arasındaki dengeyi kavramış olan Surfer için bile bu katliam fazla geliyor ve kendisi bir şeyler yapmaya karar veriyor. Aynı zamanda Annihilus'un askerleri Silver Surfer ve diğer eski Galactus hizmetkarlarının da peşine düşerler çünkü kendileri kozmik enerji ile doludur. Ancak Silver Surfer tekrardan Galactus hizmetine girer ve kozmik güçlerine tam kapasitede sahip olur. Düşmanları def eden Silver Surfer'ın hikayesi burada sona erer.
Bu sırada annihilation Dalgası Skrull İmparatorluğunun baş gezegeni olan Aks'lo ya saldırır, Super Skrull ve diğer skrulların savunmasına karşın gezegen Kader Orağı adı verilen organik bir cihaz ile yok edilir. Bunun üzerine Super Skrull ise intikam almak üzere silahın yaratıcısını bulur, onu kendi küçük hapishane gezegeninde bulan Super Skrull gezegendeki mahkumları serbest bırakıp silahın yaratıcısına bir virüs yazdırı. Bu sayede Kader Orağını devre dışı bırakmaya çalışır ancak ortaklarından biri ona ihanet eder, silahı vaktinde yok edemezler ve başka bir skrull gezegeni yok olur burada Super Skrull'ın oğlu da yaşamaktadır. Bu sebepten dolayı ise cihazı yok etmekte güçlük çeker ancak sonunda başarır ve Super Skrull onca yenilgiden sonra adını temizler, ancak oğlunun yaşadığı gezegen yok olduğu için kahrolmuştur. Super Skrull'ın hikayesi son bulduktan sonra sıra Ronan'a gelir.
Sürgünde olan Ronan savaş suçlarından ve Kree İmparatorluğuna ihanetten aranmaktadır. Adını temizlemek için hakkında yalan tanıklık eden Tana Nile'ı bulmaya çalışır. Onu Gothab Omega adlı bir gezegende bulur ve peşine düşer. Ancak Nile Gamora yani Thanos'un kızı ve galaksideki en korkunç kadının Graces adlı grubuna katılmıştır. Graces ile savaşan Ronan savaş sırasında gezegende ter giden bir şeyler olduğunu fark eder. Bu sırada gezegene saldıran Annihilation Dalgası sebebiyle Gamora ile güçlerini birleştirip hayatta kalırlar. Ancak Tana Nile savaşta ağır yaralanır, son sözlerinde ise yalan tanıklık ettiğini kabul eder ve sorumlu olan kişi hakkında bilgileri alır. Adaleti sağlamak ve adını temize çıkarmak adına diğer Graces üyeleri ve hayatta kalan diğer sürgün edilmiş Kree savaşçıları ile yola koyulur.
İncelemeye kısa bir özet ile başladım çünkü uzun ve 3 ciltten oluşan bu seri birçok kahramandan bahsediyor, ileride kafa karışıklığı olmaması için iyi olacağını düşündüm. Genel hikaye yukarıdakilerden ibaret olup açıkçası ikinci kitap biraz daha ilk cildin yanında sönük kalıyor. Daha çok bir geçiş evresi olmuş bu kitap, bir sonraki ciltte herkes toplanıp Annihilus'a kafa tutacak gibi geliyor. Hikaye anlatımını başarılı bulduğum bir cilt olmuş, birbirinden ayrı olarak yayınlanan fasikülleri aynı başlık altında ise iyi toplamış bence. Ne de olsa Annihilation tek bir cilt event olarak basılan bir hikaye değil, Nova, Drax, Silver Surfer ve diğer bütün karakterlerin kendine ait prologları ile yer alıyor, bunları aynı ciltte konu bütünlüğünü bozmadan bulundurması çok hoş olmuş. Ancak Annihilation hikayesi hakkında gerçekten çok canımı sıkan hatta bazen beni okumaktan soğutan bir sıkıntı söz konusu, çizimler. Gerçekten bütün içtenliğimle şunu söyleyebilirim ki okuduğum en kötü çizimlere sahip çizgi romanlardan biri Annihilation. Çizimler çok kötüler ve gördükçe gözlerim kan ağlıyor. Maalesef bu çizgi romanın her 3 cildinde de böyle bir sıkıntı söz konusu, keşke Marvel bu hikayeyi çok daha kaliteli bir çizim ile bize sunsaydı.
Bütün bunlar dahilinde Annihilation Cilt 2 serinin altı yanmasın diye ateşin kısık tutulduğu bir cilt olmuş, ancak hikayenin pişmesi için gerekli bir adım. Çizimler konusunda her ne kadar kötü olsa da okunur bir cilt, güzel bir hikaye.
Annihilation Cilt 2 çizgi romanına puanım: 6.5/10
Umarım yazı ve fikirlerim hoşunuza gitmiştir. Kendi fikirlerinizi yorum kısmında belirtmeyi unutmayın. Bu inceleme yazsının konsunu seçen instagram takipçilerimize teşekkür ederim. Sizlerde oy verip bir sonraki yazımızın konusun belirlemek isterseniz bizi @cizgi_romanalemi adresinden takip edebilirsiniz.
Bir sonraki yazımda görüşmek üzere, esenlikler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder