Sayfalar

9 Aralık 2019 Pazartesi

Moon Knight: Reenkarnasyonlar - Cilt 2 Çizgi Roman İncelemesi



Merhaba sevgili okur!

Bugünkü yazımda Moon Knight incelemelerine devam olarak Moon Knight: Reenkarnasyonlar Cilt 2 incelemesi ile karşınızdayım. Bu inceleme yazısını İnstagram sayfamızda oy vererek seçen bütün okurlarımıza teşekkür ediyorum, sizler de yayınlanan yazılarda söz hakkı olmak için @cizgi_romanalemi kullanıcı adı ile bizi bulup takip edebilirsiniz. Aynı zamanda yeni yazılarımdan da bu şekilde haberdar olabilirsiniz. Eğer Moon Knight Cilt 1'in incelemesini okumadıysanız ona da buradan ulaşabilirsiniz.

Moon Knight Cilt 2'de maceramız ilk ciltte bırakıldığı yerden devam ediyor. En son ciltte olanlardan sonra kahramanımız yatağında Steve Grant yani Moon Knight'ın bir başka gizli kimliği olan bir film yapımcısı olarak uyanıyor. Ancak bu çizgi roman boyunca gördüğümüz tek kişiliği değil. Taksi şoförü Jake Lockley ve Ay Savaşçısı Marc Spector kişlikleri de çizgi roman boyunca onun peşini bırakmıyor. Ancak karakterimiz artık bu şekilde yaşayamayacağını anladığı zaman ise kendisi ile yüzleşmesi gerektiğini anlıyoruz. 

Buradan Sonrası Spoiler ve Kişisel Görüş İçermektedir!


Cilt boyunca yaşanan karakter değişimleri, olaylar arası geçişler ve karakterlerimizin bu değişimlerinden etkilenme şekilleri gerçekten çok güzel yansıtılmış. Olaylar arasında bağlantı kurmaya çalışması hatta bazı olayların mantıksız olduğunu söylemesi, yavaş yavaş farkındalık yaşadığını aslında bize gösteriyor. Bütün bu kaçışın ve kişilikler arası gitgellerden sonra bütün herkesin toplandığı yer ise Marc Spector'ın yanı, piramidin dibi oluyor. 

İlk ciltte neler olduğunu ise hatırlamak gerek bu noktada; ilk ciltte öğrenmiştik ki Marc'ın zihni ile oynayan, onu akıl hastanesinde bu şekilde terk eden ve zihnine girmeye çalışan kişi aslında Khonshu'ymuş. Kahramanımız ise ilk cildin sonunda Khonshu'ya kendini teslim etmektense piramitten atlamayı tercih etmişti, karakterimiz ise kişilikleri ile aynı piramidin dibinde buluşuyor. 

Kişiliklerini onların gerçek olmadığına ve yoluna devam edebilmek için onları kabullenip kontrolü ele almasını açıklarken gelen tepkiler çok güzel işlenmiş. Çünkü her kişiliğinden farklı tepkiler görüyoruz, çünkü farklı kişiliklere sahipler ve birbirinden çok farklılar aslında. 

Ay Savaşçısı olan kişiliği diğerlerine nazaran daha yeni bir kişilik olduğu için konuşmanın sonunda yok olup gidiyor. Taksici kimliği olan Jake Lockley ise Moon Knight kimliği ile orada olduğu için çok daha agresif, onu durdurmak için Marc'ın onunla dövüşmesi gerekiyor. Ama bunun aksine Steve Grant ne olduğundan habersiz bir şekilde kaçıp saklanmayı seçiyor, Marc ise onunla konuşup ikna ediyor ve yola kendisi olarak devam ediyor yani Marc Spector olarak.

Genel olarak ilk cildi okuduktan sonra seriden tek temennim bir sonraki ciltte temponun düşmemesi ve hikayenin aynı kalitede devam etmesiydi. Bu cilt bunu aksiyon konusunda yerine getiremesede hikaye olarak önceki tatları anımsattı. Her ciltte yüzde yüz aksiyon olacak diye bir durum zaten yok özellikle konu Moon Knight kadar psikolojik olarak önem taşıyan bir karakter ise. 

Bütün bunlar dahilinde Moon Knight gerçekten güzel bir seri olarak devam ediyor, umuyorum ki bundan sonraki ciltlerde de bu tempoyu sabitler ve hikaye akıcılığı azalmaz. 

Umarım yazı ve fikirlerim hoşunuza gitmiştir, bizleri İnstagram @cizgi_romanalemi adresinden takip edebilir ve yazılarımdan anında haberdar olabilirsiniz.

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere, esenlikler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

En Son Yayınlananlar

DC Comics - DC One Million Çizgi Roman Okuma Sırası - Part 3

Merhaba sevgili okur! Bugünkü yazımın konusu DC One Million çizgi romanının okuma sırasının son partı olacak. Daha önceden ilk iki ...

En Çok Okunan Yazılar