Sayfalar

26 Kasım 2019 Salı

X-Men Dark Phoenix SAGA Çizgi Roman İncelemesi - Marvel



Merhaba sevgili okur!

Bugünkü yazımın konusu Marmara Çizgi tarafından yayınlanmış olan X-Men: Dark Phoenix SAGA adlı çizgi roman olacak. X-Men odaklı olan bu hikayemiz aynı X-Men: Mutant Genesis gibi retro basım bir cilt, içerisinde ise X-Men #129-138 arası sayılar bulunuyor.

Hikayemiz Jean Grey odaklı bir hikaye ve kendisinin Dark Phoenix'e dönüşme sürecini anlatan bir çizgi roman. Tabii ki sonda hikayemiz bir sona bağlanıyor, ucu açık bir noktada bırakılmıyor ancak çizgi romanın yarısına kadar aslında Jean Grey'in nasıl karanlık tarafı olan Dark Phoenix'e yavaş yavaş teslim olduğunu görüyoruz. Bunu sağlayan en büyük etmenlerden biri ise Hellfire adı verilen kötüler cemiyeti. Zengin ve refah seviyesi yüksek insanlar tarafından kurulan bu toplum içerisinde gizlice organize olmuş mutantların Jean Grey ve onun psikolojik limitlerini nasıl zorlayıp içindeki karanlık tarafı dışa vurdurduğunu açıkça görüyoruz.

Buradan Sonrası Spoiler ve Kişisel Görüş İçermektedir!


Genel olarak hikaye sağlam ve düzenli bir akışa sahip, sadece belli olayların yaşanmasından sonra onların sebep olduğu durumları görmüyoruz. Birden fazla olayın sonuçları ilerleyen bir hikayede sona biriktirilmiş, güzel bir anlatım şekli eski çizgi romanlarda çok görmediğimiz bir olaydır bu aslında. Genelde 80 ve 90'ların çizgi romanlarında olaylar olur, sonuçları olur ve ondan sonra bu örgü devam eder. Bu çizgi romanda ise birden fazla mücadele ve olay atlatan karakterlerimiz bütün bu yaşananların bedelini birikmiş bir şekilde ödüyor, yaşanan diğer olaylar ise birbirini doğuruyor. Bu güzel bir anlatım biçimi, genel olarak günümüz çizgi romanları da bu temelde gider bütün New Avengers serisi boyunca birden fazla olayla uğraşılır melesa, sonunda ise bütün bu olaylar bir Event olaya bağlanır, bu bağlamda çizgi roman gayet başarılı. 

Hikayede dikkatimi çeken ve beğenmediğim noktalardan biri sürekli Professor X'in Jean'nin zihnine yama yapmasıydı. Yani bir çizgi roman boyunca 10 defa zihnine girdin ve işe yaramıyor işte demek geldi içimden. Sürekli Dark Phoenix'i baskılayacağım, onu Jean'nin zihninden atacağım diyerek ve bunu başaramayarak Professor X gibi bir karakteri yüz üstü bırakmışlar. Kendisi zaten çizgi roman boyunca nedense hiç bir işin ucundan tutmadı hatta bazı zamanlar biraz köstek bile oldu diyebiliriz. Ancak bunun yazarın suçu olduğunu düşünüyorum çünkü Professor X'in kişiliğine uymayan bazı olaylar söz konusuydu. Professor X'in Cyclops'un X-Men'e liderlik edişini kıskanması vs çok gereksiz ve saçma bir drama unsuru olmuş, yazık dedirtti. 

Hellfire Club ise güzel işlenmişti, hikayede ki yerleri önemliydi ve gereksiz bir rekabet oluşturmadılar. Kahramanlarımızı zorlayan bir mücadelenin yanı sıra Jean Grey'in Dark Phoenix'e dönüşmesinde çok önemli bir rol oynadılar. Gereksiz karakter kullanımını önleme konusunda başarılı olmuş. Ancak Moira Mactaggert ve Banshee karakterleri çok gereksizdi, hikayede hiçbir vasıfları yoktu. Angel karakteri bile neredeyse hiçbir şey yapmadı ama en azından kostümünü giymeye zahmetmişti. Bu gereksiz karakterleri önemli olayları açıklamakta kullanmaları da çok hoşuma gitmedi açıkçası ama eski çizgi romanların anlatım biçimi bu şekilde, karakterlerin bile sürekli kendi kendine düşünmesi bir yerden sonra bırak onu da ben kendim anlayayım dedirtiyor. 

Çizgi romanın son kısımlarına gelindiğinde ise Jean'nin kendini feda ettiğine tanıklık ediyoruz. Bence bir X-Men olarak kendini feda etmesi en muhtemel sonlardan biriydi. Kendisi zaten Phoenix gücüne sahip, evrendeki en yıkıcı ve kudretli güçlerden birine, yani gerçekten ölmesi olanaksız, yakında geri gelir dedim içimden Jean ölünce. Watcher'ın da dediği gibi kendisi bir tanrı olarak yaşamaktansa bir X-Men olarak ölmeyi seçti. 

Bütün bunlar dahilinde X-Men: Dark Phoenix Saga, Mutant Genesis hikayesine nazaran daha günümüz çizgi roman hikayesine benzer bir yapıya sahip. Daha akıcı ve açıkçası daha ilginç bir hikayeye sahip. Okunmasını tavsiye ederim çünkü Phoenix önemli bir karakter ve Marvel hikayelerinde çokça karşımıza çıkıyor, hakkında fikir sahibi olmanızı sağlayabilir. 

X-Men: Dark Phoenix SAGA çizgi romanına puanım: 8/10

Umarım yazıdan ve fikirlerimden memnun kalmışsınızdır, fikirlerinizi yorum kısmında belirtmeyi unutmayın. 

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere, esenlikler.
Devamını Oku »

19 Kasım 2019 Salı

Mister Miracle - Cilt 2 Çizgi Roman İncelemesi - DC Universe



Merhaba sevgili okur!

Bugünkü yazımda sizlere önceden de bahsettiğim ve severek okuduğum Mister Miracle serisinin 2. cildinden bahsedeceğim. Bir önceki cilt gerçek anlamda bir çizgi romandan beklediğim her şeyi karşılıyordu. Hikaye, çizimler, karakterlerin kişilik özellikleri ve hikayenin anlatımı olağanüstüydü. Umutlarım boşa çıkmadı ve devamıda aynı güzellik ile devam etti. Açıkçası çizgi roman hikayelerinde bu gerçekten zor bir şey. Başladığın hikayeyi aynı tempoda tutabilmek, çizgiyi bozmadan devam edebilmek... Tom King Mister Miracle'da bunu başarmış, eline sağlık. Marmara Çizgi'de sağolsun bizlere çevirisini sunmuş, bize de okuması düşer. 

Eğer çizgi romanı okumadıysanız hemen alıp okumanızı tavsiye ediyorum, iki cildini de. Bunun dışında ilk cildin inceleme yazısını okumak için ise buraya tıklayabilirsiniz. 

Buradan Sonrası Spoiler ve Kişisel Görüş İçermektedir!


En son cilt 1'de Scott ve Barda Orion ile yüzleşmek için saraya gizlice girmiş ve kral odasına ulaşmışlardı. Orada ise Orion'nun ölü bedeni ile karşılaşmışlardı bunu yapan ise kötülük tanrısı, Alpocolips'in lordu Darkseid. Aynı zamanda Barda'nın hamile olduğunu da öğrenmiştik. 2. Cildimiz ise Barda'nın doğum yapması ile başlıyor. 

Scott ve Barda gerçekten çizgi romanlarda sevdiğim çiftlerden, çocuklarının olması ise çok tatlı bir olay olmuş. Bebeğe bakmak için ise aynı anda ikisinin birden savaşa gitmemesi ve sırayla bakmaları çok tatlı olmuş. Funky Flashman ise gerçekten Stan Lee çakmalığı ile eğlence unsurunu taşıyor, Excelsior!

Asıl çizgi romanın olayı ise barış antlaşmasının şartlarında; Darkseid torunu Jacob Free'nin velayetini istiyor! Ancak Darkseid'in unuttuğu bir şey var, karşısındaki kişi Scott Free, Mister Miracle, kaçış ustası. Tabiki de Mister Miracle çocuğunun hayatını riske atmadan barış elde etmenin bir yolunu buldu. Büyükanne Goodness'ın söylediği gibi "Darkseid sadece oğlu tarafından öldürülebilir".

Scott Free'nin Orion'nun etinden bir hançer yapması ve Darkseid'i öldürmesi, yani Darkseid'i oğlu ile öldürmesi bence çok güzel bir ayrıntı, güzel bir toparlama olmuş. Sonda ise Metron yani Bilgi Tanrısı'nın ortaya çıkması bakalım nelere yol açacak.

Sonda Free ailesine yeni bir üye katılması, bir kız çocuğunun doğumu çok sevindirici bir gelişme olmuş. Scott ve Barda'nın mutlu olarak bu cildi bitirmesi, çocukları ile aile saadeti çekmesi çok hoşuma gitti. Umarım Scott üzerindeki anti-life equation etkisi kendi çapında yaptığı geçmiş ile yüzleşme seansından sonra biter. Hüzünlü bir sahneydi, özellikle Oberon ile olan veda güzeldi.

Açıkçası puan verme ihtiyacı hissetmiyorum. Okuyun, okutun! Böyle güzel çizgi romanları okumak bence çizgi roman geeklerinin boynunun borcudur. 

Umarım yazı hoşunuza gitmiştir, fikirlerinizi yorum kısmında belirtmeyi unutmayın. 

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere, esenlikler. 
Devamını Oku »

18 Kasım 2019 Pazartesi

Çizgi Roman Koleksiyonum - 20. Yüzyıl'dan Kalmalar - Part 2



Merhaba sevgili okur!

Bugünkü yazımın konusu kendi kütüphanemde bulundurduğum bazı fasiküller hakkında olacak. Bu gibi bir yazıyı daha önceden sizler ile paylaşmıştım ve 3D Lenticular Kapağa sahip bazı çizgi romanlarımı paylaşmıştım. Bu sefer ise elimde bulunan en eski bir kaç fasikülden bahsedeceğim. En pahalı ürünler olmadıkları kesin ancak benim ile yaşıt sayılırlar. DC Universe adı altında çıkan The Flash çizgi romanlarımı sizler ile paylaşacağım bugün. Geçmeden önce unutmayın ki o zamanlar Flash karakteri Barry Allen değil Wall West'ti. Kendisi benim favori Flash'ımdır.  Şimdi sırayla çizgi romanlarımızı görelim. 

The Flash #109 (Jan 1996)


Dead Heat! 2 of 6
Bu Flash fasikülü Dead Heat! adlı flash event'inin 2. fasikülü yani 6'dan ikincisi. 1996 Ocak basımı olan çizgi roman 23 yaşında. Dead Heat event'i ise Savitar'ın speedforce'u ele geçirmeye çalışmasını anlatan bir hikaye.


The Flash #137 (May 1998) ve The Flash #138 (Jun 1998)



Bu Flash fasikülleri ise başka bir event olan The Human Race'e aitler. 1998 Yılının mayıs ve haziran aylarında basılan fasiküller event'in 2 ve 3. sayıları. Elimde malesef 1. sayısı bulunmuyor (#136). Bu Event ile Flash bir kez daha yaşayan en hızlı insan olduğunu gösteriyor. 



 The Flash #157 (Feb 2000)


Bu fasikül ise Linda Park yani Wally West'in eşinin ölümünü anlatan hikayeyi içeriyor. 1998 yılında başka bir hikayede ölen Linda bu hikayede 2000 yılının şubat ayında basılan bu fasikülde tekrardan ölüm ile yüz yüze geliyor. 


Bu yazımda sizlere sahip olduğum bazı fasikülleri göstermek ve ufak bilgiler vermek istedim. Genel olarak hikayesi veya görüntüsü hoşuma giden fasikülleri toplamayı severim. Bu fasikülleri almamım sebebi The Flash hakkında olmaları, ucuz ve eski olmalarıydı. 2-3 sene önce 5Tl civarı bir paraya almıştım adedini. Ancak güncel fiyatları hakkında zerre fikrim yok. Ama nedense çok severim bu fasikülleri, iki tanesi benimle yaşıtlar, bu yüzden onları saklamaya karar vermiştim. 

Umarım yazı hoşunuza gitmiştir, fikirlerinizi yorum kısmında belirtmeyi unutmayın. 

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere, esenlikler. 
Devamını Oku »

Mister Miracle - Cilt 1 Çizgi Roman İncelemesi - DC Universe



Merhaba sevgili okur! 

Bugün yazımda sizlere yakın dönemde basılmış en iyi çizgi romanlardan birinden bahsedeceğim. Marmara Çizgi tarafından basılmış olan Mister Miracle serisi. Gerçekten çizimi ile, hikayesi ile müthişlik derecesine ulaşmış bir çizgi roman. Tom King'in yazmış olduğu, Mitch Gerads tarafından çizilip renklendirilmiş olan çizgi romanımız hikayesinin ve anlatımın yanı sıra farklı çizimi ile dikkat çekiyor. Elinize aldığınız zaman bir iki sayfa çevirip incelerseniz demek istediğimi anlarsınız. Tom King'in yazdığı bir çok çizgi roman aslında karşımıza çevrilmiş olarak çıkıyor; yeni çıkan Vision çizgi romanı, Rebirth Batman ve en iyilerinden Heroes in Crisis crossover event'i. 

Çizgi romanımız Scott Free yani Mister Miracle'ın origin hikayesi ile başlıyor. Başlangıç için çok uygun olmuş bence; her ne kadar karakteri bir çok kişi bilsede bir o kadar da hikayesini bilmeyenler var. İlk cilde güzel bir başlangıç olmuş. Scott ve Barda arasındaki ilişkinin çok güzel işlendiğine inanıyorum; ikisininde acı ve dehşet dolu çocukluğu onları bağlayan tek etmen olarak hatırlatılmamış çizgi roman boyunca. Sevgilerine de yer verilmiş, bu çok güzel bir ayrıntı bence. Çünkü New 52 dönemi boyunca Superman ve Wonder Woman ilişkisinin ortak yönü ikisininde insan olmaması, uzaylı olmasıydı. Birbirlerini seviyorlar tamam ama sevgiyi göremedik bence; Mister Miracle bunu yapmış. Barda ile olan ilişkisini güzel yansıtmışlar.

Buradan Sonrası Spoiler ve Kişisel Görüş İçerir!



Çizgi roman içerisinde twist içeren yani olay örgüsünü kökünden değiştirip şaşırmamıza sebep olan birçok olay gerçekleşiyor. Büyükanne Goodness'ın Scott'a söyledikleri. Orion'ın onu hainlikle yargılaması ve aslında Scott'ın Anti-Life equation yani anti yaşam denleminin zihninde yaralar açmış olması, hayallerin ve depresyonun sebebi bu olsa gerek. 

Bütün çizgi roman aksiyon ve psikoloji üstüne kurulmuş ki benim en sevdiğim çizgi roman türüdür. Tom King zaten bu konuda usta bir yazar Heroes in Crisis bunun büyük bir örneği. Umarım seri psikoloji, gizem ve aksiyonun bir karması olarak devam eder.

Sonunda yaşananlar ise ikinci cildi heyecanla bekleten olaylar yaşandı. Barda'nın hamile olması ve Orion'nun taht odasına giren Mister Miracle'ın Darkseid ile karşılaşması bir sonraki cildi hemen sipariş etmeme neler oldu. Merak etmeden duramıyorum. Özellikle çizimi ve hikayesi bu kadar dengeli, bu kadar iyi bir şekilde giderken seriye devam etmemek akıl işi değil. 

Mister Miracle çizgi romanına puanım: 10/10

Umarım seri böyle devam eder. Siz de görüşlerinizi yorum kısmında belirtmeyi unutmayın.

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere, esenlikler.

Devamını Oku »

13 Kasım 2019 Çarşamba

X-Men: Mutant Genesis Çizgi Roman İncelemesi - Marvel



Merhaba sevgili okuyucu!

Bugünkü yazımın konusu Marmara Çizgi tarafından tarafından basılmış olan X-Men: Mutant Genesis adlı çizgi roman. Stan Lee tarafından 90'lı yıllarda yazılmış Mutant Genesis ve Omega Red hikayelerini içeren güzel bir cilt olmuş içerisinde X-Men #1-7 bulunuyor. Retro basım bir cilt olması ile dikkat çeken bir cilt.

Hikayemiz X-Men ekibinden çok Magneto odaklı bir hikaye. Magneto'nun inzivaya çekildiği ve Dünya yörüngesinde bulunan Asteroid M adlı kendi ülkesinde yaşadığı dönemde geçiyor. Bu dönemde Magneto emeklilik döneminde diyebiliriz, Dünya ile ilişiğini kesmiş ve mutant üstünlüğü davasına ara vermiş durumdadır. Bir gün Asteroid M'ye gelen mutant kozmonotlar Magneto'ya tekrar davasına dönmesini isterler ve ona bağlılık yemini ederler. Bu olaylardan sonra Magneto tekrardan mutant ırkının koruyucusu rolünü üstlenmeye devam eder.

Buradan Sonrası Spoiler ve Kişisel Görüş İçermektedir!


Magneto ve onun mutant haklarını savunma şekli her zaman X-Men'e nazaran daha sert ve kesin olmuştur. Bu çizgi romanda kendisini çok fazla aksiyon içinde görmediğimizi düşünüyorum açıkçası, en azından insanlara karşı. Biraz daha aktif bir Magneto görmek isterdim açıkçası ancak hikayenin uzunluğuna göre olaylar gene de gayet iyi yedirilmiş.

Bunun dışında Magneto'nun yanına gidip ona bağlılıklarını sunan mutantların aslında ona ihanet etmesi yerine keşke Magneto ile yeni bir ekip oluşturmasalardı, bence çok daha iyi olurdu. Ekip şeklinde görmek isterdim. Ama zaten hikayenin sonunda Magneto patlamanın içinde kaldığı için maceralarının çokta uzun sürmeyeceğini anladık. Üzücü bir sondu ancak Professor X'in Magneto'nun son sözlerini bize aktarması güzel bir veda gibiydi. Ancak Magneto'nun gerçekten ölmesi olası gelmedi bana kendisi o patlamadan kurtulma potansiyeline gayet sahip bir mutant. 

Çizgi roman boyunca güzel aksiyon sahneleri vardı, tempo kolay düşmediği için hikayeyi takip etmek güzeldi. İkinci hikaye olan Omega Red de aynı şekilde daha çok aksiyon odaklı bir hikayeydi. 

Çizgi romanın en sevdiğim özelliği kesinlikle çizimlerdi, özellikle hikaye bölümlerini arasına konmuş nostalji çizimler, variant kapaklar gerçekten çok güzeldi. Bitirdikten sonra çizgi romanı tekrar tekrar dönüp baktım hatta hoşuma giden bir iki çizimi internetten buldum ve güzel çizimleri depoladığım çizgi roman arşivime yerleştirdim. 

Bütün bunlar dahilinde X-Men: Mutant Genesis çizgi romanı akıcı hikayesi ve aksiyonu güzel işlenmiş bir çizgi roman. Eski tip çizimler hoşunuza gidiyorsa okumanızı tavsiye ederim, klasik bir X-Men hikayesine retro çizimlerle eşlik ediyor. 

X-Men: Mutant Genesis çizgi romanına puanım: 7/10

Umarım yazı ve fikirlerim hoşunuza gitmiştir, fikirlerinizi yorum kısmında belirtmeyi unutmayın.

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere, esenlikler.


Devamını Oku »

12 Kasım 2019 Salı

Marvel Çizgi Roman Okuma Sırası - All-New All-Different Dönemi - Part 2



Merhaba sevgili okuyucu!

Bugünkü yazımın konusu yeni çıkan Marvel, All-New All-Different Dönemine ait olan çizgi romanlar ın okunması sırasının 2. Part'ı olacak. Bu kısmı okumadan önce ilk partı ziyaret etmeyi unutmayın; buradan ulaşabilirsiniz.

En son Uncanny Inhumans 2: Sessiz Oda adlı cildi okumuştuk. Şimdi kaldığımız yerden devam edelim;


  • İç Savaş II
İç Savaş II serinin ikinci Event'i olarak karşımıza çıkıyor. Daha türkçesi basılmadan önce ayrıntılı bir okuma listesi ile bütün Civil War II eventlerini nasıl okuyabileceğinizi anlatmıştım buradan ulaşabilirsiniz. 

  • All-New All-Different Avengers 3: İç Savaş II
  • Uncanny Avengers Birlik 3: İç Savaş II
  • Uncanny Inhumans 3: İç Savaş II
Bu çizgi romanları okuduktan sonra eş zamanlı okumanız gereken çizgi romanlar geliyor. Bunlar sırası ile;

  • Avengers Zincirsiz 1: Birinci Kang Savaşı
  • Champions 1: Dünyayı Değiştir
  • Uncanny Avengers Birlik 4: Red Skull
  • X'in Ölümü
  • Inhumans vs X-Men
  • Uncanny Inhumans 4: IVX
Bütün bu çizgi romanları okuduktan sonra sırada yeni bir event geliyor. Secret Empire... Ancak şimdilik okuma sıramıza ara verelim.  

Bu yazımda sizlere Marvel, All-New All-Different dönemi çizgi roman okuma sırasının 2. Partını sizlere anlatım. Aynı zamanda önceden yazmış olduğum Civil War II okuma sırası bu döneme ait olup, onu da araya sıkıştırarak Civil War II ile aynı anda okuyabilirsiniz.

Umarım yazımdan memnun kalmışsınızdır, bir sonraki yazımda görüşmek üzere esenlikler.

Devamını Oku »

7 Kasım 2019 Perşembe

Annihilation Cilt 1 Çizgi Roman İncelemesi - Marvel


Merhaba sevgili okur!

Bugünkü yazımın konusu Marvel evreninin en büyük eventlerinden biri olan Annihilation olacak. 3 cilt şeklinde Gerekli Şeyler tarafından basılan Annihilation daha çok uzay maceraları seven kitleye hitap eden bir çizgi roman. Hikayemizin ana karakterleri de anlatılan hikaye tipine göre daha çok uzaya hitap eden karakterler Destroyer Drax ve Nova aynı zamanda yan karakterler olarak Quasar, Ronan, Super-Skrull ve Thanos'u görüyoruz. Galaksiyi savunmaya çalışan kahramanlarımızın karşısında ise Negatif Bölgeden gelen  kral Annihilus var, ve bizim boyutumuza savaş açmış durumda. Nova ve bir avuç kahraman ise kendi boyutlarını korumak üzere Annihilus'un ordularına karşı savaşmaya başlar. Eğer uzayda geçen maceralara düşkünseniz okumanızı öneririm, üç cildin tamamı Gerekli Şeyler tarafından basılmış durumda.

Nova güncel çizgi romanlarda görmeyi sevdiğim bir karakter ancak bu çizgi romanda ki Nova farklı biri. Güncel çizgi romanlarda Nova, Samuel Alexander adında bir genç. Ancak Annihilation çizgi romanı çok daha öncelerde geçiyor. Bu çizgi romanda Nova ise Richard Rider.

Buradan Sonrası Spoiler ve Kişisel Görüş İçermektedir!


Çizgi romanın başlangıç kısmından bahsedecek olursak bence biraz sıkıcıydı. Drax'ın Dünya'ya gelme olayları, kasabada olanlar ve hikayeye katılan kız çocuğu bence çok ilgi çekici değildi. Açılış için daha aksiyon dolu şeyler düşünülebilirdi. Ben sıkıcı buldum ve hikaye eğer birkaç bölüm daha bu şekilde ilerleseydi çizgi romanı okumayı bırakacaktım, iyi ki öyle olmadı. 

İş uzaya yani Nova Corps'a doğru yaklaştığında çizgi roman tekrar temposunu kazanıyor. Ancak kazanılan temponunda bir bedeli olur misali Annihilation Dalgası bütün Nova Corps'u yok ediyor. Geriye bir tek Dünyalı Richard Rider kalıyor. Kendisi de Worldmind ile birleşip en güçlü Nova Corp seviyesine ulaşıyor. Tabiki böyle bir güç ile birleşmek onun sınırlarını zorlamasına yol açıyor, gücü kontrol etmekte zorlansa da üstesinden geliyor. Drax'ında yardımları ile diyebiliriz. 

Quasar karakterinin çizgi romana giriş yapma şekli çok güzel olmuş. Uzayda başka kahramanlarında çalıştığı, yardım etmek için onlarında etrafta olduğunu hatırlatan bir detay olmuş. Eğer direkt 'bir problem var, ben de yardıma geldim' şeklinde olsaydı 'senin işin gücün yok mu ki buraya yardıma geliyorsun demek ki bunlardan önce bu adam yatıyormuş' derdim. Hikaye içine yedirilmiş karakter girişlerine hayranımdır, bu basit bir örneği tabiki çok da övmeme gerek yok ama olduğu kadar. Kendisinin ise aramızdan çabucak ayrılması beni üzdü, biraz daha dayanıklı bir karakter olmasını isterdim ama zaten Quasar'ın güçlerinin kaynağı Kuantum Bileklikleri. Haliyle onlar gidince geriye pek bir şey kalmıyor.

Bütün bunlar dahilinde Annihilation Cilt1 serinin giriş çizgi romanı olarak biraz sıkıcı, ileri sayfalarda toparlanan bir hikayeye sahip. Ancak kendisi zaten uzun bir hikaye 3 cilt kadar, bu yüzden ilk cildin yarısını pilot bölüm gibi düşünmek gerek. Bu sebepten okunur bir cilt olmuş. 

Annihilation Cilt 1 çizgi romanına puanım: 7/10

Umarım yazı ve fikirlerim hoşunuza gitmiştir. Kendi fikirlerinizi yorum kısmında belirtmeyi unutmayın.

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere, esenlikler.
Devamını Oku »

4 Kasım 2019 Pazartesi

Fantastic Four Tam Koleksiyon - Cilt 1 Çizgi Roman İncelemesi - Marvel



Merhaba sevgili okur!

Bugünkü yazımın konusu Arkabahçe Yayınevi tarafından derlenmiş olan Fantastik Dörtlü Cilt 1 Tam Koleksiyon çizgi romanı olacak. Jonathan Hickman tarafından yazılmış olan çizgi romanların derlendiği gerçekten güzel bir derleme olmuş. İçerisinde birden fazla çizgi roman serisinden toplanmış sayılar bulunmakta bunlar; Dark Reign: Fantastic Four #1-5, Fantastic Four #570-578 ve Dark Reign: The Cabal çizgi romanları bulunmakta. Genel zaman çizgisinde bunlar Secret Invasion ve Fears It Self eventleri arasında gerçekleşen olaylar. Aynı zamanda Reed Richards'ın evrende yanlış bir şeyler olduğunu fark edip harekete geçtiği zamanlar. Bu da bizim Secret Wars'a doğru giden maceramızın ilk adımlarından oluyor. 

Fantastik Dörtlü gerçekten okumayı özlediğim tipte bir hikayeye ve yapıya sahip; aile bağlarının bu kadar güçlü olduğu, temelli bir süper kahraman grubunun hikayelerine konuk olmayalı çok olmuştu. Fantastik Dörtlü'nün zaten Marvel tarihindeki önemi yadsınamaz bir gerçek. Okumaktan zevk alınan çizgi romanlardan biri, her ne kadar geç basılmış olsa da.  

Burdan Sonrası Spoiler ve Kişisel Görüş İçermektedir!


Çizgi romanın başlangıcı Fantastik Dörtlü ekibinin Baxter Binası'na geri taşınması ile açılış yapıyor. Gizli İstila sonrası yaşananların etkisinin çok taze olduğunu görüyoruz ve Reed Richards'ın yaşananlar hakkında hala bazı soruları olduğunu, bir sıkıntı olduğunu fark ettiğini görüyoruz. Ki kendisi Marvel evreninin en zeki karakteri, şüphesiz. Hala bunu inkar eden çizgi roman okuyucuları var ise kendilerine hayatta başarılar diliyorum. Bu çizgi romanın zaten can alıcı noktalarından biri bu; Reed Richards'ın aslında sorunu çözebilecek kadar zeki olan tek kişi olması.

Çizgi roman boyunca paralel evrenlerde bir çok olasılığı gözden geçirmek ve geçmişte oluşan problemlerin nedenlerini sorgulama işi gerçekten çok güzel gösterilmiş. Ben, Susan ve Johnny'nin kazara bu maceralara ortak olması ise eğlenceli olmuş. Bu olaylar olurken gerçekleşen bir başka önemli şey ise Franklin'nin Osborn'u omzundan oyuncak bir silah ile gerçekten vurması. Cildi okuduktan sonra gördüğünüz üzere Franklin gerçekten babasının bile algısının ötesinde süper güçlere sahip, (mini spoiler: ileride kendisine ait bir Galactus'u bile oluyor) çok güçlü bir mutant olduğunu anlarsınız. Çizgi roman akışında zaten kendisinin büyük halini çok kısa bir süreliğine görüyoruz ailesinin bütün üyelerini durduracak kadar güçlü. 

Bütün bunlar dahilinde Fantastik Dörtlü'nün türkçeye çevrilmesi çok güzel bir gelişme, Marvel tarihinin bu kadar önemli bir serisinin geç çevrilmesi ise üzücü. Umarım yakın zamanda devamını okuyabileceğimiz devamlı bir serisi olur. 

Umarım yazı ve fikirlerim hoşunuza gitmiştir, yorum kısmında fikirlerinizi belirtmeyi unutmayın.

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere, esenlikler. 
Devamını Oku »

3 Kasım 2019 Pazar

DC Rebirth Dönemine Doğru: Titan Avı İncelemesi - DC Rebirth



Merhaba sevgili okur!

Bugünkü yazımın konusu tekrar Rebirth'e Doğru başlığı altında basılmış bir çizgi roman olacak; Titans Hunt yani Titan Avı. Rebirth evrenine geçişten bir çok kahramanın etkilendiği hatta bazılarının bedelini hayatları ile ödedikleri bir gerçek. Bundan etkilenen bir karakter daha var ki kendisi DC Comics'in altın çağlarında Flash rolüne bürünmüş, yaşayan en hızlı adam olan Wally West. Kendisi Rebirth evrenine geçişte gerçeklikten silinmiş bütün arkdaşları ve Dünya tarafından unutulmuştu. DC Rebirth Özel Edisyon'u okuyanlar kendisinin ağzından başına gelenleri okuyabilir.

Wally West'in kaybolmasının yanı sıra bütün Titans ekibinin durumundan bahseden ve benim gerçekten okurken çok eğlendiğim, hemen Rebirth Titans'ın ilk 2 cildini sipariş vermemi sağladı. Okumaktan kendimi alamadığım müthiş hikayesi ile Titans kesinlikle okunması ve bu cilt ile başlangıç yapılması gereken bir seri.

Buradan Sonrası Spoiler ve Kişisel Görüş İçermektedir!


Titan Avı çizgi romanı bütün Titans ekibinin Rebirth evreninde ki durumunu çok iyi özetlemiş ve hikayeye yedirmiş bir çizgi roman. Diğer uzun yan karakter hikayelerinin aksine, Suicide Squad gibi hiç sevemem, bu cilt akıcı ve güzel bir hikaye ile devam ediyor. Tabii ki en sonda bulunan "Titan Avı'nın Sahne Arkası" bölümü çok hoşuma gitti. Çünkü Wally'nin aslında bütün hikaye boyunca Titans ekibini yalnız bırakmadığı ve onların yanında olduğunu gösteriyor. Gördüğüm zaman çok hoşuma gitmişti. Aynı zamanda bu cildin sonuna Titans #1 'in önizlemesi çok hoşuma gitti, bir sonraki cilt için merak uyandırıyor. İnsanı hikayenin devamını okumaya iteliyor, çok güzel bir izlenim bırakıyor.

Ana Titans ekibinin birbirini unutmamasına rağmen uyumlarını kaybetmemiş olmaları ve birbirlerine olan yakınlıklarını hissetmek çizgi romanı okurken beni çok memnun etti. Beklentimi bu yönden gerçekten karşıladı. Karakterlerin kişiliklerini çok kısa özetlicek şekilde kısa olaylar yaşanması bizim karakterler hakkındaki bilgilerimizi tazeledi, bu da gayet önemli bir özellik ilk cilt için. 

Bütün bunlar dahilinde Titan Avı gerçekten güzel başlangıç yapan bir serinin ürünüdür, okunması gerektiğini düşünüyorum. Özellikle de serinin devamının bu cilt düzeyinde devam etmesi açıkçası seri için tek temennim. Bu oluşan beklentim ise güzel hikayeler içine yedirilmiş, karakterleri güzel yansıtılmış bir kahramanlar ekibine hasret kaldığımızı gösteriyor. Titans umarım bu ihtiyacımızı karşılar. 

Umarım yazı ve fikirlerim hoşunuza gitmiştir, kendi fikirlerinizi yorum kısmında belirtmeyi unutmayın.

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere, esenlikler.
Devamını Oku »

DC Rebirth Dönemine Doğru: Superman'nin Son Günleri İncelemesi - DC Rebirth


Merhaba sevgili okuyucu!

Bugünkü yazımın konusu Rebirth evrenine giriş yaparken okunması gereken bir başka çizgi roman olacak, Superman: Superman'in Son Günleri, Rebirth'e Doğru. New 52 evreninin Superman'i malesef bizlere veda ediyor. Yaşadığı travma ve yaralanmalardan dolayı iyileşemeyeceği kadar yaralanan Superman malesef ölüm döşeğindedir. Son zamanlarını ise boş geçirmek isteyen Superman mirasının doğru kişilere bırakıldığından emin olmak ister.

Rebirth evreni ve Superman için çok önemli bir cilt olmakla birlikte aramıza yeni katılan Pre 52 Superman'ini de tanımamıza yardımcı oluyor. Daha da önemlisi aramıza katılan yeni Superman'in diğer kahramanlar ile tanışmasını da sağlıyor. 

Buradan Sonrası Kişisel Görüş ve Spoiler İçermektedir!


Çizgi roman genel olarak New 52 Superman'in bir vedası olarak yazılmış ve gerçekten okurken hiç hoşuma gitmeyen bir New 52 Superman'i için gayet iyi bir veda olmuş. Ben genel olarak Superman karakterini çok sevmem, Kingdom Come hariç, New 52'yi okuduğum zamanda haliyle çok sevmemiştim ancak kendisine böyle bir veda planlanması hoşuma gitti. Özellikle son sahnede yaşanan olay benim aşırı hoşuma gitti. New 52 Superman'in diğer Pre 52 Superman'e güvenmesi ve ona "Dünya'nın sana ihtiyacı olacak." demesi hoşuma gitti çünkü Superman karakteri genel olarak umut ve güven üzerine kurulmuştur. Savaş sırasında ona yardım eden, paralel evrenden gelen yaşlı haline güvenmesi Superman için çok doğal bir hareket.

Aslında bu cilt boyunca Wonder woman ve Batman gibi Supergirl'den de aktiflik beklerdim. Kendisi Superman'in kuzeni olduğu için biraz çabalaması hoş olurdu. Her ne kadar Pre 52 Superman'in girişi için hazırlanmış ciltlerden biri olsada Supergirl'ü bu kadar çekinik görmek hoş olmadı ne de olsa onlar kuzenler ve bir birlerine daha kenetlenmiş olmalarını isterdim. Batman ve Wonder Woman'in ise diğer League karakterlerinden daha Superman'e bağlı olması eski Trinity gücünü ve dostluğunu yansıtmış, bu da çizgi romanlarda görmek istediğimiz hoş bir durum. 

Bütün bunlar dahilinde Rebirth'e giriş için güzel bir cilt olmuş, DC'nin bazı şeyleri biraz daha ileride açıklığa kavuşturacağı kesin. Yeni Superman'nin ekip ile tanışması ve güvenlerini kazanması gibi, ancak bunlar tabiki de ileride Justice League ciltlerinde olmasını beklediğimiz olaylar. Umarım bunlara değinmekten çekinmezler, tekrar tanışma faslına girmek bu durum için yanlış olmaz ne de olsa karşımızda başka bir Superman bulunuyor ve Batman'in ona güvenmesi zaman alacaktır, tekrar.

Umarım yazı ve fikirlerim hoşunuza gitmiştir, fikirlerinizi yorumlar kısmında belirtmeyi unutmayın.

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere, esenlikler.
Devamını Oku »

DC Rebirth Dönemine Doğru: Superman: Lois & Clark İncelemesi - DC Rebirth



Merhaba sevgili okuyucu!


Bugünkü yazımın konusu Dc Comics'in Rebirth evrenine giriş için yayınladığı bir çizgi roman; Superman: Lois & Clark Rebirth'e Doğru. Bildiğiniz üzere New 52 evreni günümüzde son buldu ve Dc hikayeleri Rebirth evreni adı altında devam ediyor. Hikayemizin ana karakterleri isminizden de anladığınız üzere Superman ve Lois Lane, ancak hangi Superman, hangi Lois Lane? İşte asıl soru bu!

Dc New 52 evrenine ait olan çizgi romanları okuduysanız ve Rebirth evrenine geçiş yapmaya hazırsanız DC Rebirth Özel Edisyon cildinden sonra okumanız gereken ilk çizgi romanlardan biri. Pre 52 yani New 52 öncesi Superman'e neler olduğunun açıklandığı bir çizgi roman ve güncel evren Rebirth için çok önem arz ediyor. Eğer Rebirth okumaya başlarsanız sakın bu çizgi romanı es geçmeyin.

Buradan Sonrası Spoiler ve Kişisel Görüş İçermektedir!

Superman: Lois & Clark; New 52 öncesi Superman ve Lois Lane'nin hayatını çok iyi bir şekilde anlatıyor. Bildiğiniz üzere yıllar önce DC'nin ortalığı ayağa kaldıran ve bütün DC Multiverse anlayışımızı değiştiren bir olay yaşanmıştı; Crisis on Infinite Earths. Şimdiye kadar yazılmış olan en büyük DC eventlerinden biri olan bu çizgi romanda baş düşmanımız Anti Monitor bildiğimiz evrene savaş açmış ve Multiverse'i yok etmekle tehdit etmişti.

Bu çizgi romandan öğrendik ki Anti Monitor'a karşı savaşan, Pre 52 Superman'imiz bu yeni Dünya'ya göç edip karısı Lois ve oğlu Jon ile yeni bir hayat kurmuş. Ancak bu evrenin Superman'ı Darkseid Savaşı ve yaşadıklarından dolayı ölmeye başlar. Ve inzivaya çekilmiş, aile babası Pre 52 Superman'imizin onun yerini alıp Dünya'ya yardım etmesi gerekir.

Bu çizgi romanın en büyük özelliği aslında yıllardır zemini hazırlanan bir çalışmayı Pre 52 Superman'nini tanıtması oluyor. Braniac ile kapışan, Anti Monitor'e karşı Justice League'e önderlik eden Superman geri dönüyor ve diğer Superman'nin kaldığı yerden devam etmeye çalışıyor. Bunun işlenişi ise gayet ayarında ve New 52'nin Superman'nine saygılı bir şekilde gerçekleşiyor. Sanki o Superman hiç var olmamış gibi yapılsaydı ayıplardık ama yerinde bir veda söz konusu. Özellikle bundan sonra okumanız gereken Superman: Supermen'in Son Günleri, Rebirth'e Doğru New 52 Superman'i için iyi bir veda olmuş. 

Bütün bunlar dahilinde; Rebirth'e ayarında ve gerekli olduğunu düşündüğüm bir giriş olmuş özellikle Superman hikayesinin gelişeceğini düşünüyorum çünkü artık karşımızda daha tecrübeli ve Justice League yol gösterecek bir Superman var. Bunun etkisini çıkacak olan Justice League ciltlerinde görmek müthiş olur.

Umarım yazı ve fikirlerim hoşunuza gitmiştir, kendi fikirlerinizi yorum kısmında belirtmeyi unutmayın.

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere, esenlikler. 

Devamını Oku »

2 Kasım 2019 Cumartesi

Secret Wars Çizgi Roman İncelemesi - Marvel




Merhaba sevgili okuyucu!

Bugünkü yazımın konusu Marvel Now! dönemine son vermiş, bir devrin sonu niteliğinde yazılmış olan bir event. Kendileri Marvel Now! dönemi ve bildiğimiz Marvel evreninin son event'i olan Secret Wars. 2015 yılında Marvel tarafından yayınlanan ve 2016 yılında Gerekli Şeyler tarafından ilk baskısı çıkan Secret Wars'ın temelleri aslında 2012 yılından beri The New Avengers'da atılıyordu, evrenlerin çarpışması...
Bütün çoklu evren çökmeye başlıyor, evrenler tek tek birbirleri ile çarpışıp aşım noktaları üzerinde yok oluyor. Dünya'nın en güçlü kahramanları ise evrenlerini kurtarmanın yollarını arıyor ve hikaye burada son buluyor. 

Çizgi romanımız son aşımın gerçekleşmeye başladığı anda başlıyor. Çarpışan evrenler ise çokluevrende bulunan en önemli iki evren Earth-616 ve Ultimates evreni. Earth-616 yani Marvel ana evreni 1961 yılından, Ultimates ise 2000 yılından beri süregelen evrenlerdi ve 2015 yılında ikiside son evrenlerin çarpışması ile birleştiler ve karşımıza Battleworld çıktı. 


Buradan Sonrası Spoiler ve Kişisel Görüş İçermektedir!


616 Evreni'nin Reed Richards'ı yaptığı kurtarma gemisi sayesinde kendi evreninin bir düzine kahramanını kurtarıyor ve uzaysız boşlukta sürüklenmeye başlıyorlar. Bu sırada Dr. Doom ve Dr. Strange çokluevrenin yok olmasına sebep olan Beyonders adlı ırkla olan savaşlarından galibiyet ile ayrılıyor. Savaşı kazanan Dr. Doom Beyonder ırkının gücüne hükmederek God Emperor Doom'a dönüşüyor. 

İlerleyen sayfalarda öğreniyoruz ki Doom tanrı olduktan sonra aradan 8 yıl geçmiş, kendisinin tanrı olduğu yeni bir evren yaratmış ve Dünyasını ise diyarlara ayırmış. Sırf bununla kalmayan Doom herkesin hafızasını silmiş ve Reed Richards'ın ailesini kendi ailesi gibi sahiplenmiştir. Çizgi roman boyunca bu yeni Dünya hakkında birçok şey öğreniyoruz, işleyiş şekli, bölgeleri kimlerin yönettiği, Earth-616'dan gelen kahramanlarımıza ne olduğu gibi.

Bu çizgi roman hakkında birçok şey söylenebilir, Marvel evreni için ne kadar önemli olduğu aşikar. Ancak bunun dışında Doom gibi bir karaktere tanrısal güçler vermek ve bunu çok iyi işlemek, hikayenin gerçekten kaliteli olması ve çok iyi işlenmesi ve müthiş final savaşları gibi bir sürü başarısı var. 

Bunlar dışında gerçekten Secret Wars'ın gerçekten çok iyi yan serileri de çıktı. Türkçe olarak yayınlanmamış olsa dahi kesinlikle okumanızı tavsiye ederim; Age of Ultron vs. Marvel Zombies, Armor Wars ve Captain Marvel and the Carol Corps. Bu üç yan seriyi okursanız gerçekten hoşunuza gideceğini düşünüyorum.

Peki şimdi neler olacak....

Marvel Evreninin yeni başlattığı dönem olan All-New All-Different dönemi geliyor. Secret Wars'ın sonunda Reed Richards ve oğlu Franklin evrenin dengesini tekrar sağlamak için yeni bir çokluevren oluşturdu. Maceralar ise kaldığı yerden devam ediyor sadece yeni bir Avengers evreninde. 


All-New All-Different döneminde yepyeni bir Avengers kadrosu karşımıza çıkıyor, bakalım bu ekip önceki Avengers kadar etkili olabilecek mi yada onların gölgesinde kaybolacak mı?

All-New All-Different dönemine ait olan okuma sırasına ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz. 

Bütün bunlar dahilinde Secret Wars Marvel'ın yapmaya çalıştığı şeyi başarmış bir çizgi roman, yenilenen evren dokusuna merhem gibi gelen bir çizgi roman olmuş.

Umarım yazıdan memnun kalmışsınızdır, fikirlerinizi yorum kısmında belirtmeyi unutmayın.

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere, esenlikler.

Devamını Oku »

Çizgi Roman Koleksiyonum - Lenticular 3D Fasiküller - Part 1


Merhaba sevgili okuyucu!

Bugünkü yazım kendi kütüphanemde bulundurduğum bazı fasiküller hakkında olacak. Genel olarak hikaye okumak için cilt satın alıyorum ama hoşuma giden, kütüphanemde bulunmasını istediğim fasikülleri de biriktiririm. Ama mali değeri değil, görüntüsü benim için çok daha önemli bir kriter olur bu fasikülleri seçerken. Sizlerede biriktirdiğim bazı fasiküllerden bahsetmek ve tanıtmak istedim. Çizgi roman satan birçok siteden indirimli olarak fasikülleri satın alabilirsiniz. Şimdi fasiküllere geçelim, bugün Lenticular yani kapakları 3D olarak dizayn edilmiş fasiküllerden bahsedeceğim. 

Uncanny Avengers #28 Lenticular Variant

1. Kapak: Uncanny Avengers                    2.Kapak: Earth's Mightiest Heroes 
Bu çizgi roman Uncanny Avengers #28 fasikülü ve lenticuların öbür tarafında ise Earth's Mightiest Heroes! Avengers kapağı görüyoruz. Marvel Legacy Dönemine ait bir çizgi roman ve ingilizce orijinal baskı halinde bulunuyor Türkçe çevirisi bulunmamakta. Arkasında ise 3D Avengers: No Surrender reklamı bulunmakta.

Guardians of the Galaxy #250 Lenticular Variant


Bu çizgi roman ise Guardians of the Galaxy #150 fasikülü. 3D Lenticular tasarıma sahip olup tek kapak şeklinde design edilmiş bir fasikül. Infinity Quest zamanı çıkmış bir çizgi roman, Adam Warlock'un geri döndüğü fasikül olup Infinity Countdown'a kadar devam eden bir seri. Arkasında ise 3D The Thing and the Human Torch reklamı bulunmakta.

All-New Wolverine #25 Lenticular Variant

1.Kapak: Son vs. Daughter                            2.Kapak: Hulk vs. The Thing 
Bu çizgi roman ise All-New Wolverine #25 fasikülü ve lenticuların öbür tarafında ise Fantastic Four'un Hulk vs. The Thing kapağı görüyoruz. Marvel Legacy dönemine ait bir çizgi roman.

US. Avengers #11 Lenticular Variant

1. Kapak: US. Avengers                          2.Kapak: Fantastic Four

Bu çizgi roman ise US. Avengers #11 fasikülü ve lenticuların öbür tarafında ise Fantastic Four'un The Search for Reed Richards sayısı bulunuyor.


Genel olarak sahip olduğum bir kaç lenticular sayıyı sizler ile paylaşmak istedim. Bu çizgi romanları internetten satın aldım ancak belirttiğim gibi okumak için değil gözüme hoş gözüktüğü için aldım zaten çok pahalı veya değerli sayılar değiller. İnternet ortamında kolayca bulabilirsiniz bu tarz fasikülleri. 

Umarım yazı hoşunuza gitmiştir, sizlerde yorum kısmında fikirlerinizi belirtmeyi unutmayın.

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere, esenlikler.

Devamını Oku »

AXIS Çizgi Roman İncelemesi - Marvel


Merhaba sevgili okuyucu! 

Bugünkü yazımın konusu Marvel Now! döneminde karşımıza çıkan AXIS eventi olacak. Genel olarak olayların başlayıp bittiği değil, sonuca ulaştığı ve tek başına okunmaması gereken bir cilt bu. Öncesinde yaşanan uzun olaylar silsilesinin devamı niteliğinde olan bu cilt Gerekli Şeyler tarafından yayınlanmış olup Marvel Now! döneminin X-Men ve Avengers'ı birleştiren eventlerinden biri. 

Açıkçası benim çok severek okuduğum bir event değil, maalesef Red Skull bir villain olarak sevdiğim ya da hayran olduğum bir kötü değil. Kendisi ise bu cildin baş kötüsü. Bu sebepten çok beğendiğimi söyleyemem ama kötü bir event değil yani hikâyenin işlenmesi konusunda biraz karışık bir anlatıma sahip olabilir ancak genel hatları ile hikâye yerinde ve güzel işlenmiş. Bu cilt hakkında benim en çok dikkatimi çeken ve güzel gelen şey çizimler, variant çizimlerini en çok beğendiğim çizgi romanlardan biri. Inversion variant bulunan yanı birbirinin zıddı olan karakterlerin oluşturduğu tip kapaklar gerçekten çok güzel.

 Burdan Sonrası Kişisel Görüş ve Spoiler İçermektedir! 


AXIS çizgi romanının temellerinin oluştuğunu aslında X-Men vs Avengers çizgi romanında Charles Xavier karakterinin ölümü ile görüyoruz, kendisi Phoenix Force tarafından ele geçirilen Cyclopes tarafından öldürülüyor. İleride dünyanın en güçlü telepatlarından biri olan Professor X'in beyni Red Skull tarafından çalınıyor ve Professor X'in güçlerini kendine alıyor. Daha sonra Red Skull bütün mutant ırkına karşı müthiş bir nazi soykırımı başlatarak Genosha adasını bir nazi kampına çevirip birçok mutantı orada tutsak olarak tutmaya başlıyor. Rouge, Havok, Scarlet Witch gibi mutantlarda bulunmaktadır. Bir kaçış operasyonu sırasında Magneto Red Skull'ı öldürür ve AXIS'in asıl kötüsü olan, Red Skull'ın bir başka formu olan Red Onslaught ortaya çıkar. 

Kahramanlarımız Red Onslaught'a karşı uzun bir savaş verirler hatta galip olamayınca villainlerin bazılarından yardım bile alırlar; Sabertooth, Carnage, Dr.Doom gibi.  Genosha da ki savaş sırasında yapılan bir büyü sebebi ile bütün kahramanların ve villainlarin kişilikleri tersine döner, yani iyiler kötü kötüler ise iyiye dönüşürler. Genel olarak hikâye örgüsü bu büyüyü tersine çevirip herkesi eski haline getirmek ve Dünyayı kurtarmak arasında gidip gelir. 

Benim bu hikâyeyi beğenmeme sebebim hikâyenin çok karmaşıklaştırılması ve sürekli bitmeden; şimdi bu oluyor, sonra bu, bu ve bu birde, bu oluyor akışı ile sürekli uzatılıp durulması. Yani hikâyede zaten çok fazla karakter ve olay mevcut bunu sürekli arttırmak ise insanın hikâyeye olan samimiyetini ve beğenisini düşürdüğünü düşünüyorum. Bunun dışında bir tarafta Avengers bir tarafta X-Men var, Marvel'ın en büyük iki süper kahraman ekibi ve gene konu dönüp dolaşıp büyüye geliyor. Artık ince elenmiş bir hikâye okumak istemek suç mu? Sürekli bir olay örgüsü oluşturmak yerine şimdi bir büyü yapıldı herkes böyle oldu veya bir büyü yapıldı bunlar öldü gibi muhabbetler sıkmaya başladı gerçekten. Zaten House of M den beri dönen bir büyü furyasına tutulmuş durumda Marvel. Bu sebepten ben bu cildi fazlasıyla sıkıcı ve sıradan buldum. Bütün bunlar dahilinde AXIS; hikayesi güzel ama kötü işlenmiş bir çizgi roman bence.  

AXIS çizgi romanına puanım: 5.5/10 

Umarım yazı ve fikirlerim hoşunuza gitmiştir, kendi fikirlerinizi yorumlar kısmında belirtmeyi unutmayın. 

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere, esenlikler.
Devamını Oku »

Black Panther - All New All Different Dönemi Cilt 1 İncelemesi



Merhaba sevgili okuyucu!

Bugünkü yazımın konusu Çizgi Düşler tarafından yayınlanmış olan Black Panther Ayaklar Altında Bir Ulus Cilt 1 incelemesi olacak. All-New All-Different döneminde geçen Black Panther hikayesinin ilk cildi olan çizgi romanımız bütün Infinity ve Secret Wars ciltlerinden sonraki bir zamanda geçiyor bundan dolayı önceki Marvel Now! dönemi çizgi romanlarını okumanız gerekiyor. Bu yüzden inceleme yazısını okumanızı önermem çünkü her an SPOILER ile karşılaşabilirsiniz.

Çizgi romanı ilk açtığımızda karşımıza en sevdiğim çizerlerden biri olan Alex Ross'un Black Panther variant çizimi karşımıza çıkıyor. Gerçekten Alex Ross her zamanki gibi efsane bir çizim ile bizi karşılıyor, gerçekçi çizimlerde kendisinin üstüne tanımam. Genel olarak çizgi romanın gürüş tasarımları da güzel ve çizimler günümüzdeki MCU da ki Black Panther’i anımsatacak şekilde çizilmiş, Brian Stelfreeze tarafından çizimler yapılmış.  

Buradan Sonrası Spoiler ve Kişisel Görüş İçermektedir!


Black Panther her zaman çok sevdiğim ve okumaktan keyif aldığım bir çizgi roman karakteridir, nedense bu sayıda kendisi biraz çekinik kalmış gibi hissettim. Bunun sebebi büyük ihtimalle Wakanda'nın iç işleri hakkında çok fazla sohbet ve olay olması ancak Kral T'chala'nın biraz daha olaylarda baskın ve ön planda yer almasını isterdim. Kendisinin tacı geri aldığında halkının bir kısmının onu kabul etmemesi, eski kraliçe kardeşinin ölümünden dolayı onu suçlamaları ve Namor ile birlikte çalışmasına kızmaları çok mantıklı, hatta eskiden okuduğum zaman (Avengers vs X-Men Cildinde Namor Wakandayı neredeyse yok ediyordu) acaba bu Wakanda'yı nasıl etkileyecek ve ileride neler olacağını düşünmüştüm. Etkilerini görmek güzel oldu özelliklede kolay çözülebilecek bir sorun olmaması ve bayağı gündemde kalması bence çok önemliydi. 

Bunun dışında çizgi romanda farklı kuvvetlerin Wakanda'ya hükmetmeye çalışması ve devrim tufanları yaşanması Black Panther gibi önemli bir karakterin Avengers ekibinde görünmesini nasıl etkileyecek, ileride neler olacak merak ile bekliyorum. Umarım sonunda Wakanda'nın ikiye bölünmesi yada kuvvetlerin değimesi ve saltanatın sonlanması gibi garip bir sonla karşılaşmayız, Black Panther'i önemli kılan özelliklerinden biri de kral olmasıdır ne de olsa. 

Umarım yazıdan ve fikirlerimden memnun kalmışsınızdır, kendi fikirlerinizide yorumlar kısmında belirtmeyi unutmayın.

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere, esenlikler. 
 
Devamını Oku »

Marvel Çizgi Roman Okuma Sırası - All New All Different Dönemi - Part 1



Merhaba sevgili okuyucu!

Bugünkü yazımın konusu yeni çıkan Marvel, All-New All-Different Dönemine ait olan çizgi romanlar olacak. Bu döneme geçmeden önce The New Avengers Dönemini ve Marvel Now! dönemini okumanız gerekmekte, sırası ile onlarında okuma listelerini buradan ve buradan bulabilirsiniz. 

Marvel Now! dönemi Gerekli Şeyler tarafından yayınlanan "Secret Wars" adlı çizgi roman ile son bulmuştur, daha sonra ise All-New All-Different dönemi başlamış oldu. Secret Wars sonrası okumanız gereken çizgi romanlar sırası ile;


  • All-New, All-Different Avengers Cilt 1: Muhteşem Yedili
  • Uncanny Avengers Birlik Cilt 1: Kayıp Gelecek
  • Uncanny Inhumans Cilt 1: Zaman Çarpması

İlk üç çizgi romandan sonra ilk event çizgi romanımıza geliyoruz.

  • Avengers: Açmaz

Eventimizden sonra çizgi roman sıralamamıza tekrar Avengers ve Inhumans üzerinden devam ediyoruz.

  • All-New, All-Different Avengers Cilt 2: Aile İşleri
  • Uncanny Avengers Birlik Cilt 2: Dünya'ya Düşen Adam
  • Uncanny Inhumans Cilt 2: Sessiz Oda

Bu çizgi romanları okuduktan sonra All-New All-Different Döneminin en önemli Eventlerinden biri olan Civil War II Event'ine geçiş yapacağız. Ancak kalan okuma sırasını bir sonraki yazımda açıklayacağım. 

Bu yazımda sizlere Marvel, All-New All-Different dönemi çizgi roman okuma sırası önerisinde bulunmak istedim. Aynı zamanda önceden yazmış olduğum Civil War II okuma sırası bu döneme ait olup, onu da araya sıkıştırarak Civil War II ile aynı anda okuyabilirsiniz, bir hatırlatma. 

Umarım yazımdan memnun kalmışsınızdır, bir sonraki yazımda görüşmek üzere esenlikler.



Devamını Oku »

En Son Yayınlananlar

DC Comics - DC One Million Çizgi Roman Okuma Sırası - Part 3

Merhaba sevgili okur! Bugünkü yazımın konusu DC One Million çizgi romanının okuma sırasının son partı olacak. Daha önceden ilk iki ...

En Çok Okunan Yazılar